Bir başkadır Giresun yazları

Şehirlerin güzellikleri, özellikleri ve yaşam koşulları dışında; bir de onların anlık, günlük, dönemlik ve görünümleri vardır. Yağışlar, güneş, bulut her şehirde aynı durmaz.

Kimisinin sonbaharı başkadır, kimisinin kışı, kiminin yazı… Bana sorarsanız Giresun her dönem güzel ama Giresun‘da yaz dönemi diye bir gerçek vardır ki; atmosferinden, güzelliğinden ve şehre has özelliklerden etkilenmemek mümkün değil. Öncelikle,yaz demek klasik Doğu Karadeniz illerinin aksine plajlar demektir Giresun‘da.

Ufak çaplı memlekette, has alt yapı sorunlarına aldırış edilmez pek. Önce bir çakıl plaj ve kum plaj sevenler ikiye ayrılır. Daha sonra çadırlar kurulur. Kurmayanlarsa arabalarını plajın yanında bir eve dönüştürür. Aslında bunlara çok gerek yok Giresun‘da. Keza şehir merkezinin tamamen sahil hattına kurulu olmasından yani nerdeyse deniz görmeyen evin nadir olmasından dolayı Giresunlu bu konuda doğuştan şanslıdır. Çadır kullanamayan, arabası olmayan da alır eline havlusunu, giyer terliklerini ve yürüye yürüye gider plajına.

Karadeniz, Doğu Karadeniz illeri içinde bize biraz kıyak geçmiş. Plajlarının güzelliği ve bolluğuyla Giresun, bir nevi Akdeniz kılıfı giymiştir. Ancak bir konu var! Hemen hemen bütün Giresunluların içini acıtan ve konu açıldığında herkesin söyleyecek çok sözü olan bir durum bu. O da Karadeniz sahil yolu.

Çoğu Karadenizliye göre batıyla bağlantıyı kolaylaştıran bu yol, biz Giresunlulara göre büyük bir doğal katliam projesinden başka bir şey değildir. Çünkü Giresun ilinin arkasından geçebilecek olan bu yol, hiç düşünülmeden plajların ve sahil şeridinin üstüne üstüne yapıldı. Bu yol ilimize geleli yıllar oldu. Giresunlular denizle önlerinde ki bu sete baktıkça iç geçirir.

Tabi bu da engel olmuyor bizim Giresunluya. Söz konusu denizse, gerisi hikaye. Yine bir çok plaj kurtarıldı, yeterli olmasa da üst geçitler arttırıldı ve en önemlisi Karadeniz kızmadı biz Giresun‘lulara. Tekrar geri verdi bir çok yerde plajlarını. Ara ara bir taşsa da sanki bizim ona olan düşkünlüğümüzü anlarcasına eskiyi aratmadı bize. Çünkü bir çok illerde yapılan sahil doldurma olayı çok iyi sonuç vermez.Denizler küser bu olaya. Ortada ne plajlar kalır ne girilecek deniz. Ama dedim ya kıyak geçer Giresun‘a Karadeniz. Kıymaz bize.

CAFE VE BAR ÇILGINLIĞI

Bir yaz furyası olan akşam üzeri başlayan ve gece 2-3′ e kadar devam eden özellikle sahilde yer alan ancak son zamanlarda şehir içindeki caddenin de ağırlık koymaya başladığı kafe ve bar çılgınlığı. Hani çılgınlık diyorum ya, Giresunlular tamamen hak verecektir bu dediğime. Gerçek bir çılgınlıktır bu. Saat 10-11 den sonra yer kalmayan mekanlarımız da oturabilmek için maraton koşar Giresunlu. Bu olayın da tadı bambaşkadır. Zaten gittiği kafede oturanların bir kısmı tanıdıktır.Yani bir çok mekan aslında evinin önünde içip eğleniyorsun hissi yaratır. Masadan masaya konuşanları, selamlaşanları görmek sıradan bir olaydır. Ha tabi evinizin önü tadında demem sizi yanıltmasın. Yani elinize gelen ilk kıyafeti üstünüze giyip gitmeyin. Keza başta meşhur kızlarımızın giyimi, sadece Türkiye değil Dünya standartlarını da zorlayan, size “ben nereye geldim” dedirten boyuttadır. Zaten Giresun‘da kızların güzellik ve giyim kuşam düşkünlüğü ayrı bir konudur. Ona hiç girmiyeceğim. Tabi biz erkeklerde elimizden geldiğince kızların yanına yakışmaya çalışıyoruz, hakkımızı yemiyim.

SPOR DENİNCE ÖNCELİK BASKET!

Diğer bir durum ise; Türkiye’deki genel olgunun aksine, Giresun‘da basketbol kuşkusuz en önemli spordur. Sokak basketi denen streetball başta olmak üzere sık sık ilin belli yerlerinde gençlerin basketbol turnuvalarını izleyebilirsiniz. “Basket turnuvası işte” diye geçiştirmeyin. Çünkü burda büyük seyirci kitlesine sahip olan, kız seyirci sayısının neredeyse erkekten fazla olduğu Giresun‘dan bahsediyorum.

MESİRE ALANLARI

Yaz aynı zamanda akla Giresun‘u ortadan ikiye bölen kaleyi getirir. Manzarasının güzelliği dışında burayı özel yapan hiç kuşkusuz yollarıdır. Çünkü özgürlük demektir Giresun‘da kale. Gençler arabayla çıkmayı çok tercih etmez. Çıkması kolay olmasa da yollarında yürüme keyfi, farklı açılardan yol kenarındaki kafelerin sahip olduğu manzalar hemen hemen herkesi büyüler. Kale surlarının dışında çok farklı bir ortam sunar insanlara. Oraya çıkmadan yaz geçiremez Giresunlu. Yani bir şeyler eksik olur.

Unutulmaması gereken bir diğer konu ise, Doğu Karadeniz illeri denince akla ilk gelen yaylalar. Şehir merkezinden ya da ilçelerden hiç farketmez, yaylalar insanların yollarına akın ettiği yerlerdir. Yol kenarında alabalık tesisleri olsun, çıktığınızda yenen yayla etlerinden yapılan ızgaralar, çayırlarda yapılan piknikler olsun, size tabiri caizse kısa bir cennet turu yaşatır. Yaylada evi olanlar için hep ayrı bir boyuttur bu keyif. Bir çok şeyi daha geniş zamanda ve rahat rahat yapma imkanı bulurlar. Aynı zamanda şehir merkezlerinde zayıflamış Karadeniz yaşam tarzı ve kültürü de buralarda canlı bir şekilde karşınızdadır. Giresun‘da yaz denilince konuşulacak daha çok şey var ama yaşamak lazım. Yazmakla bir yere kadar.

Her yıl olmasa da zaman zaman oluşan sellerin bile durduramadığı bir hız vardır bu küçük sahil şehrinde. Bakmayın siz küçük şehir olduğuna, Giresun büyük kafalıların şehridir. Mecaz anlamda tabi. Yani geniş düşünür Giresunlu, özgürlüğe önem verir, yaşamayı çok iyi bilir. Irksal ve dinsel çok çeşitlilik yoktur. Ama ne olursanız olun bu şehirde kolay kolay dışlanmazsınız.

Sizi kucaklayan, sizden birilerini bulursunuz. Şehir doğal güzelliğini, insanlar renklerini burda sonuna kadar sunar. İşte asıl budur yazı burda özel kılan, Giresunlulara kolay kolay başka bir yerde yazı geçirmeyi düşündürtmeyen…