2013-2015 yılları arasında Karadeniz'in en güzide şehirlerinden biri olan Giresun'u tanıtmak adına bağımsız yazarlarla başlattığımız Giresun Blog projemizle artık ilgilenemiyor olsak bile bu zamana kadar yazılmış olan birbirinden önemli yazıları sizlere arşivlemek istedik. Önemli bir kısmını da şehrimizin daha geniş kitlelerce tanıtımına destek olmak amacıyla Gezimingo seyahat sitesine aktardık. Dilerseniz birden fazla bağımsız yerel Giresunlular tarafından yönetilen sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirsiniz.

Bir Şehir Burası; İsmini Giresun Koyduğumuz…

Dağları şehri kucaklayan, kalesi müdafaa eden, adası şehri gözetleyen, bahçeleri ile yeşili simgeleyen, yaylaların nazlı kokusunu gökyüzünün yağmuruyla temin eden, kemençenin diyarı, fındığın ve kirazın ana vatanı, yıpranmış yaşlı ellerin topladığı fındık ihracatıyla ayakta duran bir şehir; Doğu Karadeniz’in yeşili, Türkiye‘nin beyazı Giresun

Bu şehir bambaşka. Osmanlı İmparatorluğu’ndan göçmüş gelmiş, nice yiğitlere kucak açan bir şehir burası. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Trabzon Rum İmparatorluğu’ndan 1923 yılında sıyrılmış, 1934 ila 1992 yılları arasında ilçelerini kurarak kalabalıklaştırmıştır yuvasını. Nice Çepni Kahramanlar, “ Nerede düşman görse savaşan! “ Osmanlar(!) yetiştirmiştir, omuzlarına koca bir vatani görev vermiştir bu şehir…

Fındık ihracatından geçimini sağlar buradakiler. Kış aylarında gübre gibi ihtiyaçları karşılanıp yaz aylarında toplarlar. Fındığın yanı sıra, mazinin sayfalarında Roma İmparatorluğuna kadar dayanan kirazlıklar söz konusudur. Hatta, Dünya’ya da kirazın Giresun’dan yayıldığı rivayet edilir.

Osman Ağa diyor Mustafa Kemal Paşa’ya;

“ Paşam! Bu Giresunlular ölürlerde kemençe sesi durmadan, horon bitmeden savaşa gitmezler! “

Demem o ki sevgili okurlar; Karadeniz’in ilk kemençe üstatları bu şehirde doğmuşlardır. Tarihin sayfaları Giresun’un ilçesi olan Görele’yi de yazar. Kemençe üstatlarından “Katip Şadi” bu konuya fazlasıyla örnek insanlardan birtanesidir.

Sahilin ötesinde yalnız başına duran Aretias… Giresun Adası, Giresun’u gözetleyen, tarihi amazonlara kadar dayanan, göç eden kuşların uğrak yeri ve 40 bin metrekarelik bir yer olup, Karadeniz’in yaşanabilir tek adasıdır. Lider konumunda olan bu ada o kadar yalnız ki, yanına kimse uğramadığı için hüzünlü bakıyor bu şehre…

Kümbet‘in kokusunu, Bektaş‘ın havasını, Kulakkaya’nın çimenini, Sis Dağı‘nın türküsünü, Gedikkaya‘nın manzarasını, Gelin Kayası‘nın hikayesini görmeyen, duymayan gezdim diyemez… “Oy Asiye Asiye “ şarkısını dinlediniz mi hiç? O güzel nağme, o güzel söz… Sis dağının eteklerinden yazılmış olup, insanların yüreklerine serpilmiştir aniden…

“ Karşılama! “ ne de güzel yakışmış Giresun’a. Canı sıkılan parkta, eğlencesi olan düğünde, mutlu olan kaldırımda tepinirken, erkeklerin ve kadınların karşılıkla oynaması ve yapmış oldukları figürlerin kalıplaşmasıyla yaratılmış bir oyun. Gencinden yaşlısına kadar sokakta oynayanı görmek mümkün olup, oyunun vermiş olduğu cesaretle oynamayan “ sizi “ de oyunun içine çekebilir, mutluluğun nirvanasında yaşıyormuşçasına sizi eğlendirebilirler, dikkat edin…

Bir cadde var taşı toprağı altın… Bir girişi var baştan sona kuyruk olan, bir sonu var insanların mutlu gittiği… Hafiften yokuş olup, etrafı ışıklandırılmış, insanı güzelleştirmiş caddeyi. Akşamları ışıl ışıl olan cadde, mutlulukla alışveriş yapabileceğiniz ve ferah içinde gezebileceğiniz yerlerden birtanesi. Cadde girişinde bir sokak bulunuyor caddeyi özel kılan. Ve orayı gördükten sonra birden bire aklımıza geliyor; “ Giresun’un İçinde İki Sokak Arası “ türküsü. Yükseklere çıkıyoruz ve duyuyoruz ki “ Gazi Caddesi “ demişler buraya. Tereddütsüz, Giresun insanının gelecek nesillerine bir armağan bırakmışlar ve Gazi demişler; Gazi Caddesi…

Giresun Meşhur Yemekleri
Giresun Meşhur Yemekleri

Denizin hırçın dalgasında sürüklenip, Giresun insanının atmış olduğu ağın ilmiklerine takılarak, soframıza misafir olan hamsiyi tattınız mı hiç? Hamsi pilavını? Hamsi böreğini? Veyahut hamsi buğlamasını? Bunun yanı sıra yeşilliğiyle ün salmış bahçelerimizden toplanan karalahana (Pancar) çorbasını  yeme fırsatını elde ettiniz mi? Karalahana sülalesinden olup “ Döşeme “ ismiyle anılan, Giresun mutfağının vazgeçilmez yemeği var birde. Nenelerimiz mısır yarmasını katıyor ve döşeme ismini temin ediyor. O kadar lezzetli ki, Giresun mutfağının vazgeçilmezi olmuştur her zaman. Ayrıca damak tadını şen tutan, eşine benzerine henüz rastlanmamış bir güzellik daha var; “ Kuymak “. (Muhlama ) Mısır unuyla yapılan, üzerine bolca kaşar serpiştirilen bir güzellik. Giresun mutfağını zenginleştiren bir yemek türüdür. Sahil kesimlerinde bolca yenir. Birde İlkbaharda yetişip, Fındık bahçelerinden topladığımız “ Sakaca “ var. Güzel ninelerimiz tarafından kavrulup sofraya bereket getirsin diye yaratılmış adeta… Sanırım bilinenler arasında birde “ Isırgan “ var. Yani öyle derler bizim orada, Giresun’da, Giresun’un yaylalarında… Zorlu günlerin yemeğidir. Hatta büyüklerimizin, küçüklerimize yedirme çabası bile mizahla başlar. “ Isırgan, ısırmaz! “ derler. Koyu yeşil görünümüyle mistik Karadeniz’i andıran bir yemek türüdür. Her Giresunlunun evinde çok kez görebilmek mümkün.

Giresun yemeklerini hala tatmamış olsanız bile; onlar sizin uzağınızda değiller. Sadece bir mutfak ötenizde konaklıyorlar. ” Taş yerinde ağırdır. “ bu cümleye özet olarak söylenebilir. Giresun mutfağının, birbirinden güzel lezzetli yemeklerini tatmadıysanız açılışı Giresun’da yapın. Giresun’a gelin ve Giresun mutfağında hem damak tadınızı bulun hemde yemeklerin yapılışını öğrenin. Zira uzaklarda bir yerlerde bu yiyecekleri yerken Giresun’un peştamalını dahi hatırlayacaksınız, eminim…

Peştamal demişken, sahilin güzelliklerine değer katan, Karadeniz’in kültürünü tam anlamıysa sahiplenen giyim kuşamı da var. Doğu Karadeniz’in diğer illeriyle birlikte Giresun’da ki hanımlar peştamal, erkekler ise “ Aba Zıpka “ dediğimiz horonvari giysileri ile ünlüdür. Erkekler genel olarak merkezi yerlerde dar ceketi yoğun olarak kullanılırken, Giresun’un yüksek kesim yerlerinde “ Aba Zıpka “ yı tercih ederler. Aba Zıpka giysisi, halka göre; Giresun erkeğinin mertliğini ve cesurluğunu simgeler.

Sevgili okurlar; Giresun öyle uzaktan anlaşılacak bir şehir değildir. İnsanı yahut bahçelerde efil efil gezen hayvanları özeldir kimisine göre. Ben sadece burada size fazla detayına inmeden özetlemeye çalıştım. Dilerim ki; daha hiç Giresun’a ayak basmamış kişiler misafirimiz olurlar. Dilerim ki; bizden biri olurlar… Kalemizle, adamızla, caddemiz ile ve fındığımız ile dilerim ki; biz gibi yani, Karadeniz’in eşsiz manzarasına karşı semaverde çayını içmişler gibi olurlar.

Esen kalın.

Bu yazıyı paylaşın
Umut Kuş
Umut Kuş

30 Haziran'da Giresun'da doğdum. İstanbul'da yaşıyorum. Bir senenin altı-yedi ayını Giresun'da geçiriyorum. Giresunspor takımını tutuyorum. Yazmayı ve okumayı seven bir kişiliğe sahibim. İnsanlarla doğru iletişim kurmaya özen gösteriyorum. Futbol, bilardo oynamak ve şiir yazmak hobilerim arasındadır.

Articles: 19

One comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2013-2015 yılları arasında Karadeniz'in en güzide şehirlerinden biri olan Giresun'u tanıtmak adına bağımsız yazarlarla başlattığımız Giresun Blog projemizle artık ilgilenemiyor olsak bile bu zamana kadar yazılmış olan birbirinden önemli yazıları sizlere arşivlemek istedik. Önemli bir kısmını da şehrimizin daha geniş kitlelerce tanıtımına destek olmak amacıyla Gezimingo seyahat sitesine aktardık. Dilerseniz birden fazla bağımsız yerel Giresunlular tarafından yönetilen sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirsiniz.