2013-2015 yılları arasında Karadeniz'in en güzide şehirlerinden biri olan Giresun'u tanıtmak adına bağımsız yazarlarla başlattığımız Giresun Blog projemizle artık ilgilenemiyor olsak bile bu zamana kadar yazılmış olan birbirinden önemli yazıları sizlere arşivlemek istedik. Önemli bir kısmını da şehrimizin daha geniş kitlelerce tanıtımına destek olmak amacıyla Gezimingo seyahat sitesine aktardık. Dilerseniz birden fazla bağımsız yerel Giresunlular tarafından yönetilen sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirsiniz.

Çernobil’e Kafa Tutan Tehlike: Pestisit

Günümüzde hızla artan insan nüfusu ile birlikte sanayinin gelişmesi tarım alanlarının azalmasını da beraberinde getirmiştir. Artan nüfus ve kısıtlı tarım alanına paralel olarak gıda ihtiyacı da hızla artmaktadır. Bu nedenle insanoğlu daha fazla ürün elde etmek için çeşitli yöntemlere başvurmaktadır. Bu yöntemler; genetiği değiştirilen tohumlarla daha fazla ürün elde etme, gübre ile toprak verimliliğin artırılması, pestisit kullanarak zararlı böcek ve otların elimine edilmesi vb. şeklinde sıralanabilir. Pestisitler de günümüzde tarımın verimliliğini arttırmada kullanılan ajanlardır. Tanımını yapacak olursak; zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlara pestisit denilmektedir. Pestisitler, insektisit (böceklere karşı), fungusit (mantarlara karşı), herbisit (yabancı otlara karşı) gibi kendi içinde çeşitlendirilirler. Ancak kullanılan bu kimyasalların olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Dünya’da en kaliteli fındığın üretildiği Giresun’da verimi artırmak amacıyla çeşitli pestisit ve gübreler kullanılmaktadır. Fındığa zarar veren böceklere karşı kullanılan insektisitlerle birlikte iş yükünü azaltmak için halk tarafından kurutucu diye tabir edilen herbisit kullanımı oldukça yaygındır. Bu kimyasalların bilinçsiz kullanımı insan başta olmak üzere bütün canlılara olumsuz yönde etki etmektedir. Toprağa, suya ve havaya karışan bu kimyasallar canlıların vücudunda birikmekte ve kanser başta olmak üzere birçok hastalığa davet çıkarmaktadır. Giresun’un çeşitli bölgeleri baz alınarak yapılan bazı bilimsel çalışmalarda özellikle gübre ve ilaçlama dönemlerinde akarsulardaki balık ölümlerinde artışlar gözlenmiştir. Kullanılan sentetik ilaç ve gübreler toplu balık ölümlerinin yanı sıra yavru balıklarda androjenik ve östojenik etki yaptığı da görülmüştür. Yani bu kimyasalların bazıları yumurtadan çıkan yavruların neredeyse tümünün dişi olmasına (östrojenik etki), bazılarının da neredeyse tümünün erkek olmasına (androjenik etki) neden olmaktadır. Bütün türün erkek ya da dişi olması üremeyi engelleyeceğinden bu durum canlıların neslinin tükenmesine neden olmaktadır. Doğada zaten kaybolmayan bu kimyasal maddeler canlı vücudu tarafından uzaklaştırılamadığı için vücutta birikmektedir. Sonucunda da hastalık ve hatta ölümler meydana gelmektedir. Hatta vücuttaki hormon dengesini bozduğundan kısırlığa da neden olma olasılığı mevcuttur. Yıllarca insektisit olarak kullanılan DDT yapılan çalışmalar sonucunca canlı vücudunda biriktiği görülmüş ve günümüzde kullanımı yasaklanmıştır. Ancak geçerliliği devam eden diğer pestisitler özellikle de Giresun’da peynir ekmek gibi tüketilmeye devam etmektedir. 1986 yılında Çernobil’de yaşanan nükleer kazanın olumsuz etkileri Giresun ve diğer Karadeniz illerinde devam ederken, kullanılan bu kimyasallar hastalık ve ölümlerin yayılmasını hızlandırmaktadır. Bu gidişata bir an önce dur denilmesi şarttır.

Sonuç olarak; üniversite ve enstitülerin konuyla ilgili yüzlerce bilimsel makalesi bulunmaktadır. Maalesef ki buna rağmen bakanlıklar tarafından kayda değer bir adım hala atılmış değil. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere yetkili kuruluşların konuya bir an önce el atmaları gerekmektedir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan halk bilinçlendirilmeli, organik tarıma geçiş hızlandırılmalıdır. Hatta pilot bölge olarak Doğu Karadeniz Bölgesi seçilebilir. Çernobil nükleer kazasının etkilerini üzerinde yaşayan, buna inat dünyanın en kaliteli fındığını ve çayını üreten bölge halkının bunu hak ettiğini düşünmekteyim. Son olarak halkımdan istediğim şudur ki; fındıklıktaki otları temizlemek için daha kolay ve ucuz diye kimyasala sarılmayalım. 5 kuruş vermemek için 1 kuruşluk kurutucu (herbisit) kullanmayalım. Hesabını yaptığınız 4 kuruş hastane ve cenaze masraflarını karşılamaya yetmeyebilir. Konuyla ilgili detaylı bilgileri il ve ilçe tarım müdürlüklerinden ve üniversitelerden alabilirsiniz.

Bu yazıyı paylaşın
Emin Karataş
Emin Karataş

28 Ağustos 1988 tarihinde İstanbul'da doğdu. İlköğretim ve liseyi İstanbul'da bitirdikten sonra 2007 yılında Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği bölümünü kazandı. 2011 yılında mezun oldu ve aynı yıl yüksek lisansa başladı. Şuan aynı üniversitede Su Ürünleri Yetiştiriciliği Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisans öğrenimine devam ediyor. En büyük hobisi bilim olmakla birlikte kitap okumayı ve doğayla iç içe olmayı seviyor. Giresunlu ve çok mutlu.

Articles: 13

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2013-2015 yılları arasında Karadeniz'in en güzide şehirlerinden biri olan Giresun'u tanıtmak adına bağımsız yazarlarla başlattığımız Giresun Blog projemizle artık ilgilenemiyor olsak bile bu zamana kadar yazılmış olan birbirinden önemli yazıları sizlere arşivlemek istedik. Önemli bir kısmını da şehrimizin daha geniş kitlelerce tanıtımına destek olmak amacıyla Gezimingo seyahat sitesine aktardık. Dilerseniz birden fazla bağımsız yerel Giresunlular tarafından yönetilen sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirsiniz.